Google Site Kategorisi Gelirinizi Neden Etkiliyor?

İnternet alanında yeni birisinin en çok duyduğu tavsiye sanırım “Alana yönelik, niş bir site kurmalısın” olmalı. Elbette bunun büyük katkıları bulunuyor. Kendi uzmanlık alanlarınıza ya da ilginize yönelik kurduğunuz sitelerinizle başarıya ulaşmanız oldukça genel sitelerle bunu başarmanızdan çok daha kolay olacaktır. Ancak seçeceğiniz alan gelirinizi doğrudan etkileyebiliyor. Peki, bunun sebebi nedir?

Bundan yıllar önce durumun pek de böyle olmadığını belirtelim. Yapay zekâ ve algoritmalar değiştikçe, kategoriler arası gelir farkları da kendisini daha belirgin göstermeye başladı. Çünkü kullanıcılar daha net analiz edilmeye başlandı. Bu sayede reklam aracısı kurumlar (Adsense’den bahsediyoruz evet), müşterilerine daha yüksek verim getirebiliyor. Çünkü yalnızca İstanbul’da hizmet veren bir restoran zincirinin reklamlarının Ardahan’da oynaması hiç mantıklı değil. Bununla birlikte Etiler’de hizmet veren lüks bir restoranın reklamının BAĞKUR emeklisi bir amcamıza gösterilmesi de çok bir mantığa sahip olmayabiliyor. Dolayısıyla kitle analizinin yapılması verim için çok önemli. Şimdi anlatmak istediğimiz şeyi aktarabildiysek konumuza yeniden dönelim.

Kategori Kitlelerle Doğrudan İlgili Değil mi?​

Bir kategori özelinde aktif bir şekilde içerik üretmek aslında iyi bir hedef kitle planlaması yapmakla aynı şey olarak düşünülebilir. En basit haliyle sinema hakkında içerik üretiyorsanız, film tutkunları hedef kitlenizdir ve işinizi de biraz iyi yapıyorsanız pek çok film sever sitenizi düzenli aralıklarla ziyaret edecektir. Bu da sinema salonlarının, yeni filmlerin reklamlarının sitenizde oynatılmasını beraberinde getirecektir.

Yani aslında bir reklam ajansının, yeni bir reklamı yayına alırken yaptığı sürecin bir benzerini siz sitenizi kurarken ve hatta içerik üretirken yapıyorsunuz. Bu da aslında ajansların reklam verdiğinde hazırda bulunan sizinki gibi sitelere, reklam aracıları yoluyla ulaşması ve bu kitleye gösterim yapmalarını beraberinde getiriyor. Şimdi gelelim konunun asıl patladığı noktamıza. Alım gücü efendim elbette.

Alım gücü, Alım Gücü, Alım Gücü…​

Kategorimize göre trafik kazandığımızı, bu kazandığımız trafikteki popülasyona da verilen reklamların sitelerimizde yayınlandığını söyledik. Kitleyle ilgili diğer bir durum da tam bu noktada kapımızı çalıyor. Sitemize giren birisinin ortalama alım gücü de aracı kuruluşların algoritmaları tarafından tahmin edilebiliyor. Örneğin bir tarayıcı oyunları sitesine giren kişinin muhtemelen 13 yaşından küçük bir çocuk olduğunun bilincinde bu şirketler. Dolayısıyla firmaların tıklama başı maliyetleri de buna göre optimize ediyor. Diğer bir yandan lüks arabalarla ilgili makalelerin kaleme aldığı bir sitede de alım gücü daha yüksek olduğu için maliyet çok daha yüksek oluyor.

Tüm bunların sonucunda biz site sahiplerine başlangıçta kategorimizi ve hedef kitlemizi doğru seçmek düşüyor. Burada doğru bir hamleyle yolumuza başlarsak yarın çok daha rahat nefes alabiliriz. Ayrıca reklam aracılarını bir kenara bırakıp uygun kitlelere reklam vermek isteyen şirketlerle doğrudan iletişime geçmekte de fayda var. Zira ne bu şirketler ne de siz kesilen komisyon tutarlarından memnun değilsiniz.